27 Şubat 2008 Çarşamba

Her Yaşta Annelik duygusu

ngiliz Guardian ve The Times gibi gazeteler, 9 yıl hormon tedavisi gördükten sonra suni döllenme ile ikiz bebeklere hamile kalan Iliescu''yu manşet yaptı.

Iliescu''nun ikizlerinden biri rahimde öldüğü için 8 aylıkken sezaryenle alınmış, diğer bebeği sağlıklı doğmuştu.

The Times gazetesi, ‘Bu bebek 16 yaşına geldiğinde annesi 82 yaşında olacak'' başlığını attı. Iliescu''nun çocuğunun büyüdüğünü göremeyecek kadar yaşlı olduğuna dikkat çeken Romanya gazetelerinin etik tartışmasına Avrupalı gruplar da katıldı. İngiltere''deki bir etik grubunun başkanı olan Josephine Quintavalle, ‘Anneanne yaşındaki bir kadın çocuk doğurmamalı'' dedi. Kilise ise ‘Bir insana hayat vermenin yaşı yoktur'' açıklaması yapmıştı.

Lohusa Anneye Pratik Öneriler

Anne sütü bebeğin hem sağlıklı olması, tüm besin ögeleri gereksinmesini karşılaması, kolaylıkla sindirilebilir ve enfeksiyonlara karşı koruması açısından yeri doldurulamaz bir besindir.
Emziren annelerin beslenmesi ile ilgili faydalı bilgiler ve lohusa annelere pratik öneriler veren Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr.Ela Tahmaz'ın verdiği bilgilere göre, anne sütü doğumdan sonraki ilk yarım-bir saatlik süre içinde ve başka hiçbir ek besin, su dahil, verilmediğinde bebekler için en ideal besindir.
Emziklilik (laktasyon) genellikle meme büyümesi, süt salgılanmasının başlaması ve başlayan süt salgılanmasının devamı olmak üzere üç döneme ayrılır. Her bir dönem metabolik üreme hormonlarıyla denetlenir.
Emzirmenin başarılı olduğunu söyleyebilmek için annenin bebeğini güçlük çekmeden, hemen doğum sonrasında emzirmesi ve bebeğin sağlıklı olarak kilo alması gereklidir. Emzirme döneminde bedensel, psikolojik, doğum öncesi ve sonrası bir takım etmenler etki eder.
Emzirmede annenin salgıladığı süt, aldığı besinlerin bir ürünüdür. Süt salgısı için gerekli besinler annenin kendi gereksinmesine ek sayılmalıdır. Yenidoğan bebeğin beslenmesi için annenin salgıladığı sütün enerjisi ve besin ögeleri, annenin yedikleri ile kendi vücudundaki depolardan sağlanmaktadır. Emziren bir annenin beslenmesindeki amaç, kendi fizyolojik gereksinmelerini karşılayarak, vücudundaki besin yedeğini dengede tutmak ve salgılanan sütün gerektirdiği enerji ve besin ögelerini karşılamaktadır.
Emzikli kadınlar için enerji ve besin ögeleri gereksinmeleri kişisel özelliklere göre farklılık gösterir. Bu özellikler sık doğumlara bağlı olarak depoların azalması, enfeksiyon sıklığı, beslenme yetersizliğinin varlığı ve derecesi, fiziksel uğraşların ağırlığı gibi enerji harcamasını arttıran etmenlerdir.
Annenin gebelikte ve emziklilikte yeterli ve dengeli beslenmesi bebeğin sağlıklı doğması ve anne sütü veriminin artmasına neden olmaktadır. Annenin gebelikte koyu yeşil yapraklı sebzeler ile su ürünlerini tüketmesi bebeğin beyin gelişimine katkıda bulunmakta ve ileriye yönelik sağlık sorunları önlenmektedir.
Emziklilikte süt salgılanması, kadının normal gereksinimden daha fazla enerji, protein, vitamin ve mineralleri almasını gerektirir.

Enerji: Emzikli kadının salgıladığı sütteki enerjinin önemli bir kısmı yediklerinden sağlanır. Kadının aldığı enerji tam olarak süt enerjisine dönüşememekte, vücut dokuları da bir miktar harcanmaktadır. Diyetin sağladığı enerjinin %80 oranında süt enerjisine dönüştüğü kabul edilmektedir. Sağlıklı bir annenin günde ortalama 700-800 ml süt salgıladığı esas alındığında emziklilik döneminde günlük enerji gereksinmesine 750 kalori ek yapılmalıdır. Bu miktarın 500 kalorisi annenin yediklerinden, 250 kalorisi ise gebelikte kazanılan depolardan karşılanır.

Sıvı: Emziklilikte su metabolizmasında artış vardır. Alınan su süt salgılanmasıyla, metabolik su ise artan yiyecek alımıyla artmaktadır. Süt miktarının değişmemesi için annenin sıvı alımını arttırmak gerekir. Günlük alınan toplam sıvı miktarı yaklaşık 3 litre olmalıdır. Bu miktar pratik ölçülerle 12 su bardağı su, süt, ayran, hoşaf, komposto, limonata, şerbet, meyve suları şeklinde önerilmektedir. Çay, kahve gibi içecekler süt verimini azaltmaktadır.
Dengeli ve yeterli beslenen kadınlarda, gebelikte biriken deri altı yağ dokusu, emziklilikte süt yapımında kullanılır. Bu süre içinde zayıflama diyeti yapılmamalıdır.


Emziklilikte Günlük Beslenme Planı

Kahvaltı:
- 1 su bardağı süt (kalsiyumla zenginleştirilmiş)
- 1 yumurta
- 1 kibrit kutusu kadar peynir
- 4-5 zeytin
- 1-2 ince dilim ekmek
- 1 meyve veya domates-salatalık

Ara Öğün:
- Meyve, süt

Öğle:
- 1 porsiyon etli sebze yemeği
- 1 porsiyon pilav veya makarna
- 1 kase yoğurt veya ayran
- 1 ince dilim ekmek
- Salata, meyve

Ara Öğün:
- 1 kibrit kutusu kadar peynir
- 1-2 ince dilim ekmek
- Meyve veya domates

Akşam:
- Çorba (tarhana, mercimek, sebze veya yoğurtlu çorbalar)
- 2-3 yumurta kadar et (balık, tavuk) veya kıymalı sebze yemeği
- 1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği
- Salata
- 1 kase yoğurt veya sütlü tatlı
- 1-2 ince dilim ekmek

Gece:
- Meyve, süt veya sütlü tatlı

Not: Yemek aralarında ıhlamur, nane, papatya gibi bitki çayları, az şekerli limonata ve komposto içilebilir.

Lohusa Anneye Pratik Öneriler

- Anneler eski vücut ağırlıklarına dönmek için acele etmemelilerdir. Bu süre 6 ay ya da daha fazla sürebilir. Bebeğinizi emziriyorsanız eski formunuza daha kolay dönebilirsiniz.
- Gebelik sırasında önerilenden fazla kilo aldıysanız her ay iki kilo kaybetmeniz normaldir. Ayda iki kilodan fazla ağırlık kaybı doğru değildir.
- Lohusalar zayıflama diyeti uygulamamlıdır. Ancak unlu, yağlı ve şekerli besinleri aşırı yememeğe dikkat edilmelidir.
- Doğumdan sonra bebeği emzirirken gebelik öncesi döneme göre daha fazla sıvı besin alınmalıdır.
- Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli plarak tüketilmelidir.
- Hergün bir adet yumurta ve bir porsiyon etli sebze yemeği veya kurubaklagil yenilmelidir.
- Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekler, portakal, mandalina, domates,maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte tüketilmelidir.
- Vitaminlerden zengin sebze ve meyveler diyette her öğün olmalıdır.
- Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren diğer hazır gıdalar mümkün olduğu kadar yenmemelidir.
- D vitamini besinlerde bulunmaz. Ancak güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle emzikli anne güneşlenmeye özen göstermelidir.
- Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerde yeterince alınmayan iyot, ancak iyotlu tuzun kullanılması ile anne sütünden bebeğe geçer.
- Kuru yemişler ve kuru meyveler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir. Ağırlık kontrolü yapılarak bu besinler tüketilebilir.
- Kansızlığa neden olduğundan yemeklerle birlikte çay içilmemelidir. Çay kuşluk, ikindi gibi öğün aralarında, yani yemek yendikten 1-2 saat sonra açık olarak içilmeli, çaylara limon, limon suyu eklenmelidir. İçecek olarak ıhlamur, nane, papatya, kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir.
- Sebzelerin, makarna ve eriştenin haşlama suları dökülmemelidir. Kuru fasulye, nohut ve barbunya gibi kurubaklagiller iyice yıkandıktan sonra ıslatılmalı ve haşlama suları dökülmemelidir.
- Pekmez kan yapıcı, şeker ise boş enerji kaynağıdır. Şeker yerine tatlı olarak pekmez yenmesi kansızlığa karşı alınacak önlemlerden biridir.
- Tarım ürünlerine haşare öldürücü ilaçlar atıldığından, sebze ve meyveler iyice yıkanmalıdır.
- Yiyecekler hazırlanırken ellerin temiz olmasına dikkat edilmelidir. Eller sık sık sabunlu su ile yıkanmalıdır.
- Doktora danışılmadan ilaç kullanılmamalıdır.
- Emzirme süresince bebeğin hep memede olması ve emerken uykuya dalması emzirmenin iyiye gittiğinin bir işaretidir.
- Başarılı bir emzirme için bebek rahat olmalı, yorgun ve tok olmamalıdır, burun delikleri temiz olmalı, rahat soluk alması sağlanmalıdır.
- Bebeğin emme refleksi memenin ağzına yerleştirilmesi ile oluşur. Bebeğin ağzına birkaç damla süt sıkılarak tadını alması ve emmeyi başlatması istenmektedir.
- Emzirme süresi her bebeğe göre değişebilir, doygunluğa ulaşması yani olgun sütü emmesi beklenmelidir.

Anne Sütünün Faydaları

- Yeni doğan bebek için en ideal besin anne sütüdür.
- Anne sütü en doğal ve taze besindir.
- Anne sütü kolay sindirilir.
- Anne sütü her zaman temizdir, mikropsuzdur.
- Anne sütü bebeğinizi hastalıklardan korur.
- Anne sütü bebeğinizle aranızda özel sevgi bağı kurulmasını sağlar.
- Doğumdan sonra ilk birkaç gün içinde gelen koyu ağız sütünü ziyan etmeden bebeğinize mutlaka veriniz.
- Gebelik sırasında memenize masaj yaparak emzirmeye hazır duruma getiriniz.
- Emziklilikte beslenmenize dikkat ederseniz sütünüz iyi gelir, bebeğiniz sağlıklı büyür.
- Normal beslenmenize ek olarak günde 10-12 su bardağı kadar sıvı yiyecekler ( süt, ayran, komposto, çorba gibi) tüketiniz.
- Bebeğinize ilk 6 ay sadece anne sütü veriniz.
- Her ay bebeğinizin kilosunu kontrol ediniz.
- 6. aydan sonra anne sütü tek başına yeterli değildir. Bu ayda ek besinlere başlanmalıdır. Anne sütünü ek besinlerle birlikte 1-1,5 yaşına kadar verebilirsiniz.

Anne Sütü Arttırılabilir

İlk altı ay içinde bebekler için tek temel gıda olan ve hem bebek, hem de anne sağlığı için eşsiz yararlar sağlayan anne sütü artırılabilir. Anne sütünü artırmaz için yapmanız gereken ise sadece doğadaki bitkilerden yararlanmak... Üstelik artık bu bitkilere ulaşmanız da çok kolay!
Prof. Dr. Sırrı Bektaş, hem bebekler hem de anne sağlığı için eşsiz yararlar sağlayan anne sütünün artırılabileceğini belirtiyor. Anne sütü oluşumunda prolaktin ve oksidisin hormonlarının salgılandığını belirten Sırrı Bektaş, doğada bu hormonların salgılarının artmasına yardımcı birçok bitki bulunduğunun altını çiziyor.
Bebeklerin sağlığı ve gelişiminde, özellikle ilk 6 ayda eşsiz ve mucizevî besin kaynağı olan anne sütünün birçok doğal yöntem ile arttırılabileceğini belirten Prof. Dr. Sırrı Bektaş, prolaktin ve oksidosin hormonunun salgılanmasına yardımcı bitkilere galaktogog adı verildiğini belirtiyor.

Hangi Bitkiler Yararlı?

Prof. Dr. Bektaş, bu bitkilerden bazılarını şöyle sıralıyor; "Çemen otu, süt bezlerini uyararak prolaktin hormonunun salgılanmasını artırıyor. Bunun yanı sıra sayısız faydaları olan Rezene de anne sütünü arttırıcı etkisi bilinen doğal bir galagtogogdur. Emzirme döneminde annelere, süt arttırıcı özelliği ile fayda sağlayan bir diğer galagtogog da Keçi Sedefi Otudur."


Bilinçsizce Kullanmayın!

Ancak doğada bulunan bu bitkilerin aktarlardan alınarak bilinçsizce kullanılmasının doğru olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Bektaş, "İyi formüle edilmiş, katkı maddeleri içermeyen ve ileri teknoloji ile üretilmiş modern bir ürün olan Humana Firmasının geliştirdiği Still-Tee isimli bitkisel çay bu amaçla Türkiye’de kullanılabilecek ilk ve tek üründür. Bu tür ürünler AB ülkelerinde ve ABD’ de sıklıkla kullanılıyor." diye konuşuyor.
Anne sütünün, ilk 6 ayda, su da dahil ilave hiçbir ek besine gerek olmadan bebek için yeterli bir besin kaynağı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sırrı Bektaş, anne sütü ile beslenen bebeklerin, bulaşıcı hastalıklardan korunduğunu, sağlıklı bir gelişim gösterdiğini ve zeka seviyelerinin daha yüksek olduğunu hatırlatıyor. Prof.Dr. Sırrı Bektaş aynı zamanda, anneler için de emzirmenin eşsiz bir sağlık kaynağı olduğunu belirtiyor. Emziren kadınlarda kanser riski ve kemik erimesinin daha az görüldüğünü belirtirken, bebeklerin anne sütünden erken mamaya geçmelerinin en büyük nedeninin sütünün yetersiz olduğu ve bebeğinin doymadığını düşünmesidir. “ diyen Dr. Bektaş bunun için Still-Tee isimli ürünün annelere yardımcı olacağını ve emzirme bilincinin pek de yeterli düzeyde olmadığı ülkemizde tüm annelerin emzirmeyi ısrarla devam ettirmelerini önemle tavsiye ediyor.

Anne Sütü Yetmiyorsa

Dr. Hızır Yılmaz anne sütünün yetersiz olması durumunda sıvı kaybına bağlı gelişen hastalıklara yakalanmamaları için yeni doğan bebeklere, kaynatılıp soğutulmuş temiz su takviyesi yapılması gerektiğini belirtti.

Anne sütünün bebeğin su ve gıda ihtiyacını karşılayacak yegane besin olduğunu bildiren Uzm. Dr. Hızır Yılmaz, "Bebekler normalde vücutlarında bir miktar fazla su ile doğarlar. İlk hafta içinde yüzde 5 ile 10 arasında kilo kaybı bu fazla suyun kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum aslında anne sütünün çoğalıp bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılayacağı zamana kadarki bir koruma sistemidir" diyor.

GECİKMEYİN ÖNLEM ALIN

Özellikle sütün geciktiği bebeklerde bu depo suyun yetersiz olabildiğini ve sıvı kaybının olumsuz sonuçlara yol açabildiğini aktaran Uzm. Dr. Hızır Yılmaz, "Yenidoğan dehidratasyon kendini sıklıkla ateş, huzursuzluk, ağızda kuruluk, idrarda azalma, gecikme gibi belirtilerle belli etmekte, ileri safhalarda üre yükselmesi, elektrolitlerde bozulma, hatta karaciğer fonksiyonlarının bozulması ve sarılık gibi durumlara yol açabilmektedir. Tedavide gecikme sepsise kadar gidebilecek ciddi hastalıklara da yol açabilmektedir" diye uyarıyor.

BİBERONLA DEĞİL KAŞIKLA VERİN

Bu durumdan korunmanın tek yolunun emzirildikten sonra bebeğe iyice kaynatılıp soğutulmuş su takviyesi yapmak olduğunu anlatan Uzm. Dr. Yılmaz "Su biberonla değil kaşıkla verilmeli, bebek almıyorsa zorlanmamalıdır" uyarısında bulunuyor.

anne sütü

Prof. Cengizlier, bebek beslenmesindeki bütün yan ürünler yada beslenmeye yönelik ürünlerin hepsinde anne sütüne yakınlık ya da benzerlik sözcüklerinin geçtiğini belirterek, “Çünkü anne sütü gerçekten benzersizdir. Bebek için hayatının bir parçasıdır” diyerek konuyla ilgili şunları söylüyor:

“Anne sütü, bir bebeğin doğduğu günden itibaren ilk altı ay boyunca su dahil tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir besindir. 6 aydan ilk bir yaş hatta iki yaşa kadar da anne sütü yine çok önemli yer tutar bebeklerin hayatında. Bu sürelerden sonra birtakım gıdalarla desteklenmesi gerekir.”


Bebeğe göre farklı süt...

Prof. Dr. Reha Cengizlier, anne sütünün bebeğin ihtiyacına göre farklılık gösterdiğini de vurguluyor:
“Yeni doğan bir bebeğin annesinin sütünün içeriği o bebek bir aylık iki aylık olduktan sonra farklılaşır. Hatta her emzirmede dahi anne sütünün içeriği, bebeğin ihtiyaçlarına göre değişir. O kadar güzel bir denge söz konusudur ki başlangıçta bebeğin daha güzel emebilmesi için şekerli kıvamdadır. Artık bebeğin doyma aşamasına geldiği zaman doygunluk hissi vermek, bebeği rahat bırakmak için yağ içerir. Yani tamamen bebeğin ihtiyacına göre ayarlanır. O bebeğin büyüme aşamasında da onun mutlak ihtiyaçlarını karşılamak için ayarlanır. Hatta annenin dengeli beslenmemesi durumunda bile gerekirse annenin aleyhine bile olsa bebeğin ihtiyacını ön planda tutarak bebeğe göre bir süt halini alır. Örneğin annenin kalsiyumu eksikse gerekirse annenin kalsiyumundan alır ve onu bebeğe verir. Beslenme, büyüme, gelişme, yaşama için en ideal ve en gerekli olan anne sütü ile beslenmedir. Burada suyu vitamini, proteini, yağı, karbonhidratı her şeyi bebeğe göre ayarlanır. Anne sütü iyi bir besin kaynağı olması dışında koruyucu maddeler de içerir. Bebek kendi koruma sistemini geliştirinceye kadar anne sütü onu hastalıklardan korur.”

Prof. Dr. Reha Cengizlier, bebeğine anne sütü veremeyen annelerle ilgili olarak da şu bilgileri verdi:

“Burada çok önemli bir ayrıntı var: Denemek. Yani baştan olmuyor deyip bırakmadan denemek gerekiyor. Tabii birtakım zorunlu durumlar varsa yani birtakım hastalıklar nedeni ile bebeğe süt verilmemesi gerekebilir. Mesela anne bir takım ilaçlar kullanıyor ve bunlar bebeğe zarar verecekse o zaman bebeğe anne sütüne yakın gıdalar verilebilir. Ama eğer böyle bir mecburiyet yoksa öncelik her zaman anne sütünde olmalı. Anne süt vermeyi tekrar tekrar denemelidir. Bazı annelerin başlangıçta özellikle süt miktarı çok az olabiliyor süt yetmeyebiliyor. O zaman başlangıçta destek vermek söz konusu olabilir ama şunu anneler bilmeli: Bebek emdikçe süt artıyor. Ya da baştan itibaren süt yetmedi mama verildi. Artık anne sütü veremeyeceğim gibi bir endişe duymasın anneler. Anne sütüne sonradan da dönülebilir. Annelerin süt az bile olsa her seferinde bebeği sakin bir şekilde emzirmesi, emebildiği kadar emzirmesi gerekiyor. Böyle bir strese girmemeleri gerekiyor, çünkü stres anne sütünü daha da azaltabiliyor.”

Prof. Dr. Cengizlier, annenin sütünü artıran faktörlerle ilgili olarak da şunları söylüyor:
“Annenin sağlıklı olması, iyi dinlenip beslenmesi önemli. Çünkü devamlı yorgun olan ve stres altında olan annelerde sütün azalması söz konusudur. Annenin aldığı gıdalar da önemlidir. Özellikle annenin sıvısız kalmaması gerekiyor. Süt üretimi için bu şart. Bir de annelerin bebekleri emzirdikleri süre içerisinde abartılı kilo vermemeleri, dengeli ve doğru beslenmeleri, özel diyet yapmamaları gerekir. Eskiden inanıldığı gibi “sen iki canlısın bebeğin için çok beslenmelisin” de doğru bir öneri değil. Annenin özel bir beslenme programı geliştirmesine ya da uygulamasına gerek yok.”

Annelere önerilerden.

- Yeterince dinlenin.

- Yeterince beslenin.

- Bebeğiniz ile duygusal iletişim kuracak kadar, örneğin bir beslenme zamanı için yarım saat ayırın, gevşeyin ve o emzirme sırasında göğsünüzdeki bebeğe konsantre olun. O sırada sadece bebek ve siz varsınız dünyada.

- İlaç almanız gerekiyorsa doktorunuz ile mutlaka görüşün.

- 6 ay sadece anne sütü yeterlidir.
 
estetik klip izle tatil cilt bakımı